Blog,  Wellbeing & Bütünsel Sağlık

Ayurveda Temelli Yaklaşımla Tip 2 Diyabet Yönetimi

Diyabet gün geçtikçe artış gösteren görülme sıklığıyla, çağımızın önemli sağlık sorunları arasındadır. Dünya geneli 20 ila 79 yaş arası yetişkin nüfusun %11,1’inde diyabet sorunu bulunmaktadır.

Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun 2025 yılında paylaştığı rakamlara baktığımızda; dünya geneli 589 milyon (20-79 yaş arası) yetişkin diyabetle yaşam sürdürmekte. 2050 yılına gelindiğinde ise her 8 yetişkinden 1’inin diyabet olması öngörülmekte.

Diyabet hastalarının %90’ını oluşturan tip 2 diyabet sorununun gelişiminde, aşırı kilolu olmanın ve şişmanlığın en önemli nedenler arasında olduğu görülür. Modern yaşamın sonucu kentleşme ile birlikte gelen yaşam tarzının ve beslenme alışkanlığının da yine tip 2 diyabetin gelişimine etkisi dikkat çeker.

Sağlığın korunmasında bütünsel yaklaşımıyla Ayurveda uygulamaları, tip 2 diyabetin yönetiminde destekleyici bir yaklaşım olarak kabul edilir. Ayurveda temelli uygulamalar, bütünsel sağlığın korunmasında ve tip 2 diyabetin önlenmesinde ayrıca destekleyici bir araç olarak kullanılır.

Geleneksel Ayurveda tıbbının öğretileriyle:

  • Bağışıklığı ve sindirim sistemini destekleyen günlük yaşam rutinleriyle
  • Dosha (doşa) olarak nitelendirilen kişinin beden ve zihin bedenlerinin birleşmesiyle oluşan bünye tipine uygun nitelikte beslenmenin desteklenmesiyle
  • Sağlığa olan destekleyici etkisiyle, şifalı bitki ve baharatların doğru şekilde kullanımıyla
  • Günlük ve mevsimsel sirkadiyen ritme uygun yaşam tarzı seçimleriyle bireylerin bütünsel sağlığı ve iyilik hali desteklenir.

Ayurveda Tıbbının Temel İlkeleri

“Yaşam Bilimi” olarak da bilinen Ayurveda, MÖ 2. yüzyıldan beri varlığını sürdüren kadim geçmişiyle geleneksel tıp sistemlerinden biridir. Tüm canlıların doğanın bir parçası olduğu inancıyla Ayurveda’ya göre doğada bulunan tüm elementler insanın bünyesinde de bulunur. Bu nedenle Ayurvedik uygulamalar; fiziksel, zihinsel ve ruhsal olarak insanın tüm bedenleriyle birlikte doğayla olan uyum ve dengesini korumaya yöneliktir.

Geleneksel Ayurveda bilimi tüm evrenin eter, hava, ateş, su ve toprak elementleriyle oluştuğuna inanır. Vedik bilgilere göre yaradılışın bu beş ana elementi, doğanın bir parçası olan insanın da bünyesinde farklı oranlarda bulunur. Bu elementlerin fiziksel ve zihinsel bedenlerimizdeki dağılım oranları, baskın doşamızı oluşturan bünye tipimizi belirler.

Ether, hava, ateş, su ve toprak elementleri ayrıca, iç ve dış çevremizi yöneten üç temel enerjiden de sorumludur. Bunlar Vata, Pitta ve Kapha olarak nitelendirilen üç ana doşanın; Hareket, Dönüşüm ve Yapı temel ilkelerini de oluşturan enerjilerdir.

Fiziksel ve zihinsel bedenlerimizin birleşimiyle bünye tipimiz oluşturan üç ana dosha şu şekilde sınıflandırılır:

  • Vata Dosha, ether ve hava elementlerinden oluşup hareket ilkesini temsil eder.
  • Pitta Dosha, ateş ve su elementlerinden oluşup dönüşüm ilkesini temsi eder.
  • Kapha Dosha, toprak ve su elementlerinden oluşup yapı ilkesini temsil eder.

Belirleyici ana karakter özelliklerimizle temel doğamızı biçimlendiren her dosha (doşa) vücudumuzun fizyolojisinden sorumlu olan bazı işlevlerle ve enerjetik güçlerle de ilişkilidir. Bu perspektifle Ayurveda tıbbına göre; doşaların dengede olması iyilik halimizi desteklerken, dengenin bozulması sağlığımızın olumsuz etkilenmesine neden olabilir.

Ayurveda Tıbbı Öğretileri Bize:

  • Günlük ve mevsimsel olarak sirkadiyen ritmimize uygun rutinlerimizle
  • Bünye tipimize (doshamıza) uygun Ayurvedik beslenme alışkanlığımızla
  • Fiziksel aktivitemizi arttıran tekniklerle
  • Pranayama nefes teknikleri ve meditasyon uygulamalarıyla
  • Duyularımızı şifalandıran tekniklerle

Beden, zihin ve ruh bütünlüğümüzü koruyarak, çevremizle olan uyum ve dengeyi yakalayarak sağlığımızı desteklememizde yol haritası sunar.

Ayurveda’ya göre daha doyumlu, mutlu ve sağlıklı bir yaşamın temelinde; fiziksel, zihinsel ve ruhsal bedenlerimizle birlikte çevremiz arasındaki uyumun yakalanması vardır. Ayurvedik uygulamalarla bireyin yaşam tarzı yeniden yapılandırılarak; daha canlı, enerjik ve sağlıklı hissetmesi desteklenir. Böylece yaşam kalitesi ve yaşam doyumu da arttırılır.

Ayurveda Tıp Bilimine Göre Tip 2 Diyabet

Geleneksel Ayurveda tıp biliminin bakış açısına göre diyabet, “aşırı idrara çıkmaya neden olan” anlamına gelen “Prameha” adlı bozukluklar sınıfında tanımlanır. Diyabetin bir bulgusu olan “idrarda şeker” anlamına gelem “Madhumeha” yine Prameha’nın bir alt kümesidir. Bu bağlamda tip 2 diyabet, her üç doshanın dengesizliğinin ortaya çıkabileceği bir sorun olarak görülse de temelde Kapha Dosha dengesinin bozulmasıyla ilişkilendirilir. Beraberinde diyabette kişinin metabolizma dengesinin bozulmasına bağlı olarak, yine kanda şeker düzeyinin de etkilenmesine katkıda bulunan Pitta Dosha dengesinde de bozulma görülebileceği öne sürülür.

Tip 2 Diyabet Yönetiminin Desteklenmesinde Ayurveda Temelli Beslenme

Ayurveda temelli uygulamalarda, günlük ve mevsimsel sirkadiyen ritme uygun olarak doşalar arasındaki uyumu destekleyecek beslenme önerileri sunulur. Ayurveda’da “agni” olarak da bilinen sindirim ateşinin yüksek tutulmasıyla, tüketilen besinlerin sindirim işlevi desteklenir. Kişinin Ayurvedik beslenme düzeni doşalardaki değişikliklere uyum sağlanması için mevsimsel döngülere göre ayarlanır. Mevsiminde yetişen besinler tercih edilerek, gün içerisinde en sağlam öğünün öğlen yemeğinde tüketilmesi ve akşam yemeğinin ise çok geç saatlere bırakılmaması önemli bir ilkedir.

Sindirimin desteklenerek metabolizmanın hızlandırılması amacıyla baharatlar Ayurvedik beslenmede yine sıkça kullanılır. Aşırı tatlı tüketiminden, işlenmiş gıdalardan ve soğuk yiyeceklerden agni ateşini azaltmamak için sakınılır. Sindirimin desteklenmesi amacıyla buharda pişirilmiş sebzelerin ve ısıtıcı baharatların tercih edilmesi, yine Ayurvedik beslenme ilkeleri arasında yer alır.  

Ayurveda’ya göre besinler tatlı, ekşi, tuzlu, keskin, acı ve buruk şeklinde altı temel tatla sınıflandırılır. Bu tatların her birinin doşaların etkisini artırıp azaltabileceği savunulur. Her tat grubunun beslenmeye mutlaka dahil edilmesi önerilse de, doşa dengesizliği söz konusuysa belirli tatlar beslenmede daha baskın kullanılır.   

Ayurveda’ta Göre 6 Tat Grubu

Ayurveda tıp bilimi bakış açısıyla diyabet yönetiminde beslenme önerileri, yine kişiye özgü beden-zihin bünye tipi (dosha) ve metabolik durumu dikkate alınarak yapılır. Özellikle Kapha Dosha’yı dengeleyecek olan acı ve buruk tatları olan besinlerin kullanımı tercih edilir. Düşük glisemik indeksli (kan şekerini yavaş yükselten) yiyeceklerin seçilmesi, ağır ve yağlı yiyeceklerden kaçınılması yine önemli bir ilkedir.

Geleneksel Ayurvedik beslenme ilkelerine göre tip 2 diyabetin yönetilmesinde, acı ve buruk tatlara sahip bitki ve baharatların kullanımı da (çemen otu, kutsal fesleğen gibi) dikkat çeker. Tarçın, zencefil, zerdeçal ve kimyon gibi kanda şeker seviyesini dengeleyen baharatların da daha sık kullanıldığı görülür.

Tip 2 Diyabette Sirkadiyen Ritme Göre Ayurvedik Beslenme

Sirkadiyen ritimler, metabolizmamızın işleyişiyle birlikte vücudumuzun birçok fizyolojik işlevini etkileyen biyolojik saatlerimizi gösterir. Vücudumuzun gün içerisindeki fizyolojik işlevlerinin verimli şekilde gerçekleşmesini sağlar.

Tip 2 diyabette bozulan glikoz metabolizmasıyla birlikte, sirkadiyen ritimlerin de bozulduğu ileri sürülür. Bu nedenle diyabet yönetiminde öğünlerin sirkadiyen ritme uygun şekilde düzenli olması, metabolik kontrolün sağlanmasında ve sağlığın desteklemesinde önem teşkil eder.  

Sirkadiyen ritme uygun Ayurvedik beslenme alışkanlığıyla bedenin tüketilen besinleri uygun şekilde sindirmesi, metabolize etmesi ve enerji olarak kullanabilmesi desteklenir. Bu amaçla beslenme alışkanlığının mutlaka agni ateşini yükseltecek biçimde olması tercih edilir.

Sonuç Olarak

Bireye özgü bütüncül yaklaşımıyla Ayurveda tıbbı, sağlıklı bir yaşam için fiziksel sağlıkla birlikte duygusal, zihinsel ve ruhsal sağlığı da kapsayıcı niteliktedir.

Ayurveda tıbbı uygulamalarının diyabet yönetiminde kullanılması, bireye özgü bütüncül yaklaşımıyla yaşam tarzı değişikliğini destekler. Diyabet yönetiminde; doşaların bozulan dengesinin yeniden düzenlenmesi hedeflenerek yaşam tarzı müdahaleleri yapılır.

Diyabet yönetiminde tamamlayıcı yaklaşımıyla Ayurveda temelli uygulamalar; bireyin beslenme, egzersiz, uyku, stres ve duygu yönetiminde kişiye özgü stratejilerle desteklenmesidir.

Sorumluluk Reddi Beyanı: Bu sitede sunulan içerikler ve materyaller sadece bilgilendirme amaçlıdır. Paylaşımlar tıbbi hizmet, tıbbi talimat veya tıbbi öneri olarak anlaşılmamalıdır. Bu sitede yer alan bilgilerin hiçbiri, sağlık uzmanları ile yapılan görüşmelerin yerini almayı amaçlamamaktadır. Bu nedenle; sağlıkla ilgili her türlü gereksinimiz için mutlaka hekim, hemşire, diyetisyen, eczacı ya da ilgili diğer sağlık uzmanlarına danışmanız ve tavsiyelerine uymanız önemlidir.

Kaynaklar

  1. International Diabetes Federation (IDF). Diabetes Atlas 11th edition 2025. https://idf.org/about-diabetes/diabetes-facts-figures/
  2. Jaiswal, Y. S., & Williams, L. L. (2017). A glimpse of Ayurveda – The forgotten history and principles of Indian traditional medicine. Journal of Traditional and Complementary Medicine, 7(1), 50-53. https://doi.org/10.1016/j.jtcme.2016.02.002
  3. Yükselen Çağ Wellbeing Akademi. Dosha Nedir? https://yukselencag.com/Ayurvedik-Yasam/Dosha-Fitrat-Nedir
  4. Thomas, V. (2023). Ayurveda approach in the treatment of type 2 diabetes mellitus – A case report. Journal of Ayurveda and Integrative Medicine, 14(4), 100744. https://doi.org/10.1016/j.jaim.2023.100744
  5. Sweetnich, J. (2023, April 25). Complementary and Integrative Medicine Approaches to Type 2 Diabetes Management. Rupa Health. https://www.rupahealth.com/post/complementary-and-integrative-medicine-approaches-to-type-2-diabetes-management
  6. Parameswaran, G., & Ray, D. W. (2021). Sleep, circadian rhythms, and type 2 diabetes mellitus. Clinical Endocrinology96(1), 12–20. https://doi.org/10.1111/cen.14607